Üç Mühür

MASMAVİ gökyüzünde parıldayan güneşin kavurucu sıcağı, Rusya’nın yukarı kısımlarında, Sibirya’da oldukça etkisiz kalıyordu. Tundra bitkilerinin oradan oraya uçuştuğu yaz mevsiminde, gittikçe artan serin rüzgârın altında uzaklardan güçlükle seçilebilen bir yer sincabı toprağı eşelemekte.
Gökyüzü mavi. Güneş, her zamankinden daha bulanık.. Vakit ilerledikçe batmakta olan güneş, portakal renginde. Sarıyla kırmız tonlar birbirine geçmiş, en loş şavkını vuruyordu toprağa. Esen yelle sallanan, sallandıkça gölgeleri böcekleri yerinden hareket ettiren bitkilerin manzarası.. Kaçışan onlarca küçük canlının karanlık çökmeden önce irili ufaklı kaya kovuklarına saklanabilme çabaları..
Günlerden sonra bütün şiddetini kaybeden yağmurların ardından, dökülmüş kanların kokusu yayılıyordu geniş ovaya. Her bir kaya parçasında iz bırakmış nice damlaların yağmur damlalarıyla karışarak çukurları doldurması, çok geçmeden de gece ayazlarıyla gündüzün sıcağında yok olup giden umutlar…
Yazarın Orhun Âbideleri’nden hareketle kaleme aldığı nu eserde, Türk’ün bilinen en eski kaynaklarında adı geçen ilteriş Kağan ve kutlu çocukları Bilge Kağan, Kül Tigin ve onlara danışmanlık yapmış olan sevgili Vezir Tonyukuk’un devlet yönetimindeki dirayetli duruşları; onlara refakat eden koca bir ulusun atlattıkları badireleri, yüce bir milletin örf-âdetlerini ve bu yaşayışta hayata tutunuşları, sevinçleri, hüzünleri, savaşları vb. nice hasletleri, tarihin sayfalarına şanlı zaferlerle vurulmuş mührü okuyacaksınız.