Sosyalizmin Batı dışı toplumlara hitap eden milliyetçi bir yorumunu geliştiren Galiyef, Bir bakıma entelektüel açıdan bir çeşit soy bağı ile bağlı bulunduğu Cedidist fikriyatın da Ekim Devrimi sonrasında daha kamusal görünürlük kazanan radikal bir akımını da temsil etmesi bakımından önemlidir. Sömürge idaresindeki toplumların kendi uluslarını ve kendi devletlerini inşa etmeleri için, içinde yaşadığı zamanı ve toplumsal bağlamı aşan bir yorum geliştiren Galiyef, aynı zamanda sömürgeciliğin sadece Batı menşeli olmadığını, kendisini sosyalist olarak tanımlayan bir idarenin de pekâlâ kolonyal bir idare halini alabileceğini göstermesi bakımından öncü bir çözümleme gerçekleştirmiştir. İşin ilginç tarafı fikirleri bir biçimde az gelişmiş dünyada yaşayan bu insanın entelektüel performansı üzerine uzunca bir süre düşünülmemiş olmasıdır. Türk düşüncesinde Sultan Galiyef'e ilk dikkat çeken isimler büyük ihtimalle Aclan Sayılgan ve Doğan Avcıoğlu'dur. Kadro'nun fikir babalarından Şevket Süreyya Aydemir'in sosyalizm yorumu Galiyef'ten oldukça etkilenmiş gözükmesine rağmen Galiyef'e özen göstermemiş olması dikkat çekicidir. Doğan Avcıoğlu ise Galiyef ismini Fransız Sovyetologlardan duymuş ve önemsemiştir. Yön Yayınlarından neşredilen Asya'da Marksizm ve Milliyetçilik başlıklı metnin girişinde Galiyef'in önemine temas ediyor olması mühimdir. Bu bakımdan hakkı yenmemesi gereken bir diğer entelektüelimiz ise Attilâ İlhan'dır. Türk düşüncesinde belki de kimse onun kadar Galiyef'i önemsememiştir ama maalesef Attilâ İlhan da Galiyef üzerine etraflı bir inceleme yapmamıştır.
Türkiye'de üzerine parça parça ve çok etraflı olmayan çalışmalar yapılan Galiyef, diğer taraftan Batı eksenli Sovyetologlar tarafından oldukça önemsenmiştir. Galiyef'in önemsenmesinin sebebi sadece Bolşevik Devrimi'nde Stalin'le ters düşmesinden kaynaklanmamaktadır. O'nun önemi, Bolşevik Devrimindeki rolünden ziyade dekolonizasyon sürecinde ilham kaynağı olduğu bağımsızlıklarını yeni kazanmış toplumlar üzerinde aranmalıdır. Hatta biraz abartma pahasına belki şöyle söylemek mümkündür: Galiyefizm, İkinci Büyük Savaş sonrası dekolonizasyon sürecindeki toplumların elitleri üzerinden Fransız Devrimi'nden çok daha büyük bir etki yaratmıştır.
- Açıklama
Sosyalizmin Batı dışı toplumlara hitap eden milliyetçi bir yorumunu geliştiren Galiyef, Bir bakıma entelektüel açıdan bir çeşit soy bağı ile bağlı bulunduğu Cedidist fikriyatın da Ekim Devrimi sonrasında daha kamusal görünürlük kazanan radikal bir akımını da temsil etmesi bakımından önemlidir. Sömürge idaresindeki toplumların kendi uluslarını ve kendi devletlerini inşa etmeleri için, içinde yaşadığı zamanı ve toplumsal bağlamı aşan bir yorum geliştiren Galiyef, aynı zamanda sömürgeciliğin sadece Batı menşeli olmadığını, kendisini sosyalist olarak tanımlayan bir idarenin de pekâlâ kolonyal bir idare halini alabileceğini göstermesi bakımından öncü bir çözümleme gerçekleştirmiştir. İşin ilginç tarafı fikirleri bir biçimde az gelişmiş dünyada yaşayan bu insanın entelektüel performansı üzerine uzunca bir süre düşünülmemiş olmasıdır. Türk düşüncesinde Sultan Galiyef'e ilk dikkat çeken isimler büyük ihtimalle Aclan Sayılgan ve Doğan Avcıoğlu'dur. Kadro'nun fikir babalarından Şevket Süreyya Aydemir'in sosyalizm yorumu Galiyef'ten oldukça etkilenmiş gözükmesine rağmen Galiyef'e özen göstermemiş olması dikkat çekicidir. Doğan Avcıoğlu ise Galiyef ismini Fransız Sovyetologlardan duymuş ve önemsemiştir. Yön Yayınlarından neşredilen Asya'da Marksizm ve Milliyetçilik başlıklı metnin girişinde Galiyef'in önemine temas ediyor olması mühimdir. Bu bakımdan hakkı yenmemesi gereken bir diğer entelektüelimiz ise Attilâ İlhan'dır. Türk düşüncesinde belki de kimse onun kadar Galiyef'i önemsememiştir ama maalesef Attilâ İlhan da Galiyef üzerine etraflı bir inceleme yapmamıştır.
Türkiye'de üzerine parça parça ve çok etraflı olmayan çalışmalar yapılan Galiyef, diğer taraftan Batı eksenli Sovyetologlar tarafından oldukça önemsenmiştir. Galiyef'in önemsenmesinin sebebi sadece Bolşevik Devrimi'nde Stalin'le ters düşmesinden kaynaklanmamaktadır. O'nun önemi, Bolşevik Devrimindeki rolünden ziyade dekolonizasyon sürecinde ilham kaynağı olduğu bağımsızlıklarını yeni kazanmış toplumlar üzerinde aranmalıdır. Hatta biraz abartma pahasına belki şöyle söylemek mümkündür: Galiyefizm, İkinci Büyük Savaş sonrası dekolonizasyon sürecindeki toplumların elitleri üzerinden Fransız Devrimi'nden çok daha büyük bir etki yaratmıştır.Stok Kodu:3990000214138Boyut:16.00x24.00Sayfa Sayısı:102Baskı:1Basım Tarihi:2020-12Kapak Türü:CiltsizKağıt Türü:2. HamurDili:Türkçe
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim18,0018,0029,0018,0036,2418,7263,2119,2692,1819,62121,6719,98QNB Finansbank KartlarıTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim18,0018,0029,3618,7236,3619,0863,2419,4492,2019,8012--Bonus KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim18,0018,0029,0018,0036,2418,7263,2119,2692,1819,62121,6719,98Paraf KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim18,0018,0029,0018,0036,2418,7263,2119,2692,1819,62121,6719,98Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim18,0018,0029,0018,0036,2418,7263,2119,2692,1819,62121,6719,98World KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim18,0018,0029,0018,0036,4219,2663,2119,2692,1819,62121,6719,98Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim18,0018,0029,0018,0036,2418,7263,2119,2692,1819,62121,6719,98
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.