İnsan için kendi ihtirasından daha büyük bir düşmanı yoktur.Diğer bütün düşmanlarının mucidi de yine kendi ihtirasıdır.Bu tutkulara yenik düşenlerin bedel ödediği bir dünya.İki akademisyenin geçmişte yaşadıklarıgençlik aşklarının bedeli; gün yüzüne çıkan acı gerçek.Kurbanları ise genç bedenler.Tarihte ‘Getae' diye bilinen bölgede yapılanbir kazı çalışması.Uluslararası tarihi eser kaçakçılarının güç savaşları.Yolculuğu Sofya'da başlayan,Edirne'de son bulan küçük altın heykelcik“Odrin'in”heyecan yüklü bir serüveni.
Yeraltında harbe hazır bekleyen iblis ordularının cümbür cemaat halaya başlamasıyla ayağının altında ki toprakta beşik gibi sallanmaya başladı.İsrafil, sura üflemiş gibi zaman ve mekân birden ters yüz oldu. Gökyüzünü sığırcıklar kapladı. Kuşlar kanat çırpışlarıyla batan güneşi uğurluyor ve günışığının bulutlarda kalan eflatun şekerini aralarında pay ediyorlardı ki sığırcıklar apansızın kayboldular. Ortalığı yoğun bir toz bulutu kapladı. Yükselen tozlar yoğunlaşarak dans eden bir balerin suretine dönüştüler. Düşsel suretin dansıydı bu.
Vakit kaybetmeksizin, insanlık kadar eski bir ayini başlattı.“İhanetin bedelini ödeyeceksiniz?”diye bağırmaya başladı. Ağzından çıkan salyalar etrafa saçılırken ruhunun kulağındaölüm tanrısı Hades'in sesini duydu. “İhanetler affedilemez,” dedi insandan çok daha kötü ve merhametsiz mitolojik tanrı.
O da tutkunun ve aşkın insanı getirip bıraktığı son kapıda, öldürme arzusundaydı. Artık buradan dönüş yoktu. Sunağın bir köşesine bıraktığı heykelciği eline aldı. Ölüm tanrısının sözünü dinledi. Ve bütün gücüyle kadının ve erkeğin başına vurdu. Sonra buz kırarcasına şehvetle bir daha, bir daha vurdu. Vurdukça hıncını alamadı. Kadının ve erkeğin kafatası tamamen dağılana kadar vurmaya devam etti. Müze bahçesi güneş kızılına döndü.Kızıldan ziyade bu bir alacakaranlık çöküşüydü.Kurbanların başından kopan kemik ve et parçaları etrafa saçıldı. O anlarda görüntü renksizleşti, renksizlik korku vaktidir. Korktu, korkuyla hışımla,kaçarken acıyla öyle bir çığlık attı ki ağaçlar rükuya durdu, mermer sütunlar devrilecek gibi oldu.Kıyamet provası gibi yoğun ve korkunç bir hikâyeydi bu.
- Açıklama
İnsan için kendi ihtirasından daha büyük bir düşmanı yoktur.Diğer bütün düşmanlarının mucidi de yine kendi ihtirasıdır.Bu tutkulara yenik düşenlerin bedel ödediği bir dünya.İki akademisyenin geçmişte yaşadıklarıgençlik aşklarının bedeli; gün yüzüne çıkan acı gerçek.Kurbanları ise genç bedenler.Tarihte ‘Getae' diye bilinen bölgede yapılanbir kazı çalışması.Uluslararası tarihi eser kaçakçılarının güç savaşları.Yolculuğu Sofya'da başlayan,Edirne'de son bulan küçük altın heykelcik“Odrin'in”heyecan yüklü bir serüveni.
Yeraltında harbe hazır bekleyen iblis ordularının cümbür cemaat halaya başlamasıyla ayağının altında ki toprakta beşik gibi sallanmaya başladı.İsrafil, sura üflemiş gibi zaman ve mekân birden ters yüz oldu. Gökyüzünü sığırcıklar kapladı. Kuşlar kanat çırpışlarıyla batan güneşi uğurluyor ve günışığının bulutlarda kalan eflatun şekerini aralarında pay ediyorlardı ki sığırcıklar apansızın kayboldular. Ortalığı yoğun bir toz bulutu kapladı. Yükselen tozlar yoğunlaşarak dans eden bir balerin suretine dönüştüler. Düşsel suretin dansıydı bu.
Vakit kaybetmeksizin, insanlık kadar eski bir ayini başlattı.“İhanetin bedelini ödeyeceksiniz?”diye bağırmaya başladı. Ağzından çıkan salyalar etrafa saçılırken ruhunun kulağındaölüm tanrısı Hades'in sesini duydu. “İhanetler affedilemez,” dedi insandan çok daha kötü ve merhametsiz mitolojik tanrı.
O da tutkunun ve aşkın insanı getirip bıraktığı son kapıda, öldürme arzusundaydı. Artık buradan dönüş yoktu. Sunağın bir köşesine bıraktığı heykelciği eline aldı. Ölüm tanrısının sözünü dinledi. Ve bütün gücüyle kadının ve erkeğin başına vurdu. Sonra buz kırarcasına şehvetle bir daha, bir daha vurdu. Vurdukça hıncını alamadı. Kadının ve erkeğin kafatası tamamen dağılana kadar vurmaya devam etti. Müze bahçesi güneş kızılına döndü.Kızıldan ziyade bu bir alacakaranlık çöküşüydü.Kurbanların başından kopan kemik ve et parçaları etrafa saçıldı. O anlarda görüntü renksizleşti, renksizlik korku vaktidir. Korktu, korkuyla hışımla,kaçarken acıyla öyle bir çığlık attı ki ağaçlar rükuya durdu, mermer sütunlar devrilecek gibi oldu.Kıyamet provası gibi yoğun ve korkunç bir hikâyeydi bu.
Stok Kodu:9786052010716Boyut:13.50x19.50Sayfa Sayısı:208Basım Yeri:İstanbulBaskı:1Basım Tarihi:2020-05Kapak Türü:CiltsizKağıt Türü:2. HamurDili:Türkçe
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim15,0015,0027,5015,0035,2015,6062,6816,0591,8216,35121,3916,65QNB Finansbank KartlarıTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim15,0015,0027,8015,6035,3015,9062,7016,2091,8316,5012--Bonus KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim15,0015,0027,5015,0035,2015,6062,6816,0591,8216,35121,3916,65Paraf KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim15,0015,0027,5015,0035,2015,6062,6816,0591,8216,35121,3916,65Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim15,0015,0027,5015,0035,2015,6062,6816,0591,8216,35121,3916,65World KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim15,0015,0027,5015,0035,3516,0562,6816,0591,8216,35121,3916,65Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim15,0015,0027,5015,0035,2015,6062,6816,0591,8216,35121,3916,65
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.